Düşündüm, düşündüm ve buldum. Bu yazımda size önemli bir konudan bahsedeceğim. Hazır mıyız?
Workshop! Daha önceden duymuşsunuzdur bu kelimeyi. Duymayanlara da 'Geç olsun güç olmasın' diyelim. Bu kelimenin Türkçe karşılığı 'Atölye' dir. Lakin daha çok workshop terimi kullanıldığından size bu şekilde aksedeceğim.
Workshop kelimesini biraz açalım. Workshop, denilince akla ilk grup çalışması gelir. Bu grup çalışmaları herhangi bir konuyu ele alarak, bu konuda yaratıcılığı, farkındalığı ortaya çıkarmaya yöneliktir. Mesela, engelsizlik konusunu ele aldık diyelim. Belli bir kitlenin, bir araya gelmesiyle bu engelsizlik konusu ilk önce ekip içinde tartışılır. Farklı disiplinlerin, farklı bakış açılarıyla, konuyu ele aldığımız alana yönelik çalışmalarda neler yapmalıyız, sorunları nasıl tespit etmeliyiz, tespit edilen sorunlara nasıl çözümler üretmeliyiz, bu çözümleri uygulamaya nasıl geçirebiliriz gibi bir çok sürece ayrılabilir. Bu süreç, ele alınan konuya, ele alınan alana göre değişim gösterir. Kısacası ekip çalışması da diyebiliriz.
Workshop, sadece bir konunun ele alınıp, o konu hakkında tespitler yapmak, çözümler bulmak değildir asında. Mesela bir program öğrenmek için de workshop yapılır.
Tüm workshop çalışmalarının ortak bir noktası vardır. Her workshop sonunda gözlerde ki perdelerin biraz daha açıldığını hissedersiniz. Belki yeni bir kavram, belki yeni bir program, belki yeni bir insan, belki hayatınızı değiştirecek bir farkındalık.
Kendimden örnek vermek istiyorum. Ben 1.sınıftayken Photoshop programını sadece duymuştum. Okulda program dersi almıyorduk ve bir şekilde öğrenmeliydim. Bir workshop duyurusu gördüm ve hemen başvurdum. Hatta bu workshop çalışmasına katılmak için il değiştirdim. Ve orada Photoshop programıyla tanıştım. Bilgisayarımda yüklü bile değildi. O gün bugündür Photoshop öğrenmeye başladım ve bunu başardım. Belki o workshop çalışmasına katılmasaydım Photoshop öğrenmek için bu kadar hızlı harekete geçmeyecektim. O yüzden bende yeri çok ayrıdır .
Bu bahsettiğim sadece bir workshop. Ondan sonra bir çok workshop çalışmalarına katıldım. Her birinden çok fazla veriler elde ettim. Bir kere takım ruhu diye bir olay var. Bu durum zaten sizi bir tık öteye taşıyor. Hak verirseniz ki insanlarla anlaşmak zor. Toplum içinde kendini ifade etmek zor, düşüncelerini yansıtmak için fırsat bulmak zor...
Tasarımcı arkadaşlarıma sesleniyorum, 'Böyle fırsatları takip edin, çekingen olmayın,diretin, kovalayın'. Üniversite hayatında, özellikle böyle platformlarda yer alırsanız ilerde bunun faydasını çok görürsünüz.
Workshop çalışmalarına katılmayan arkadaşlarımın bir çoğunun bahanesi, projem var oluyor. Bende mimarlık okuyorum ve benimde projem var . Ama şunu kaçırıyorlar. Mezun olduktan sonra hayat seni zaten içine çekiyor ve özgürlüğünü kısıtlıyor. Fırsatınız ve zamanınız varken düşüncelerin özgür olduğu çalışmalara katılmazsanız ne insanların size ne anlattığını anlayabilirsiniz (gerçek anlamda) ne de kendi içinizde yatan o tasarımcı ruhlu insanı keşfedebilirsiniz.
Bir çok tasarım kulüpleri, merkezleri var. Araştırın ve dahil olun. İnanın çok zevk alacaksınız. Bu arada, zevk alırken çokta yorulabilirsiniz ama tatlı yorgunluk olur bunlar. Bir gün içinde bir mahalleyi gezip, fotoğraflayıp,sorunlarına çözüm ararken bulabilirsiniz kendinizi. Farklı kültürde insanların yaşadığı bir sokakta, çalışma yaparken cevaplayamayacağınız sorulara maruz kalabilirsiniz. Lakin her sorun, bizlere artı olarak dönüyor. Biz, karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelerek tasarımcı oluyoruz. Herkes kapı çizer, duvar çizer. Ama herkes empati kuramaz, herkes iletişim kuramaz.
Fikirlerinizi özgürleştirmek, farkındalığınızı başka insanlara aktarmak için, siyah perdeleri gözlerimizden kaldırıyoruz. Ve her fırsatı değerlendiriyoruz.
Tasarımcılar her yerde...
Kommentare