Yaz dönemi, tüm sıcaklığıyla bizi kavurmaya devam ederken, bazılarımız deniz-kum-güneş üçlemesini yaşayarak, bazılarımız evde kendini filmlere dizilere vererek, bazılarımız ofiste revizelerle uğraşarak, eee bazılarımızda şantiyede eriyerek yaşamlarımıza devam ediyoruz. Buradan denizdekilere, evdekilere ve ofistekilere selam olsun. Ben şantiyedeyim.
Okulun zorunlu kıldığı 30 iş günü olan ofis stajımdan sonra 30 iş günü olan şantiye stajıma başlamış bulunmaktayım. Size şantiye hakkında öğrendiklerimi aktarmak istiyorum. Umarım sıkılmazsınız çünkü ben sıkılmıyorum.
Şantiyede olmak ilk defa bana mimar olduğumu hissettirdi. Ve de okulda öğrendiklerimizin ne kadar yetersiz olduğunu. Üzüldüm açıkçası. 4 yıl sonra şantiyeyi keşfetmek beni üzdü. Ama olsun geç olsun güç olmasın tabi ki. 5 bloklu bir konut şantiyesindeyim. Gönül isterdi ki malzemesi çelik olan bir şantiyede çalışmak ama kısmet değilmiş.
Şantiye de ilk öğrendiğim şey baret-yelek-ve ayakkabı. Yarın öbür gün şantiyede bulunursanız bu 3ünü giymeden dolanmayın ortalıkta. Yazık edersiniz gençliğinize. Zaten sizi uyaran iş sağlığı güvenlikçi şefler oluyor etrafta. Şef demişken. Çalışan ustalarımız benden yaşça büyük olmasına rağmen şef diye hitap etmeleri ilkten garibime gitti. Yontulmaya çalışan bir çırağım aslında. Tabi onlar bu duruma alışık olduğundan sorun olmadı.
Benim şantiye şefim inşaat mühendisi. Onunla beraber şantiyeleri gezip ustaların neler yaptığını projeye uyup uymadıklarını kontrol etmeye başladık. Tabi yanımızda kontrol için hem proje hem de bir metre olması gerekiyor.
Şaniye nin temel yapımını göremedim maalesef. Görseydim güzel olurdu aslında. Ama olsun merak ettiklerimi gördüm.
Şantiye tozu yutmak güzel bir duyguymuş arkadaşlar. Düşünsenize çizdiğimiz her şeyin uygulamasını görme şansın var şantiyede. Kiriş nasıl yapılıyor kolon döşemeye nasıl oturuyor. Döşeme demirleri nasıl örülüyor. Kiriş donatıları nasıl bağlanıyor. Kalıplar nasıl işleniyor. Pas payı nedir. Merdiven nasıl yapılır.vs vs.
Okulda çizdiğimiz bu elemanların kesitini alırken zorlandığımız zamanlar oldu. Çünkü nasıl yapıldığını bilmediğimiz için hayal edemiyoruz 3 boyutunu ve zorlanıyoruz. 10 dakikalık iş 2 gününü alıyor. Halbu ki şantiyede kesit görebilirsiniz. Onu avuçlarınızla elleyerek, sertliğini yumuşaklığını, sıcaklığını soğukluğunu anlar kalbinizde hisseder ve ağlayabilirsiniz… şaka şaka abartmayalım. Yani şunu demek istiyorum bu ortam okulda öğrendiğiniz bilgilerin pekişmesi için en uygun ortam.
Evet sıcak. Çok sıcak. Ama zirve esiyor. Yani şantiyenin en üst katı. Bir kolonun gölgesine saklanırsanız olay çözülüyor. Şantiye de ustaların sana olan davranışı da burada çok önemli bir durum. Ben çok şanslıyım ki benim ustalarım benden çok bana öğretmeye hevesliler. Daha ben sormadan cevaplayıveriyorlar sorularımı. Böyle bir tatlılık var mıdır? Umarım sizlerde böyle iyimser tatlı ustalara denk gelirsiniz.
Soru sormaktan çekinmeyin. Ben başlarda çekiniyordum. 4 yıl okumuş bunumu bilmiyor demelerinden. Evet, 4 yıl okudum ama okumakla yapmak aynı şey mi. Değil tabi ki. Kendinizi,4 yıl okudum ben mimarım inşaat mühendisiyim vs vs. diye havalarda görüp soru sormaktan çekinirsen aşağılara inmen zor olmaz. Küçükken her şeyi merak eder ; anne o ne . baba bu ne, anne bu yeniyor mu… diye sorduğumuz soruları şimdi de ustalara soruyormuş gibi düşünün. Çünkü insan sorguladıkça ilerler. Sorgulamayan insan yerinde sayar. Siz saymayın, he çok saymak isterseniz kendiniz bilirsiniz , tercih meselesi.
Gönül istiyor ki şantiye konusunda öğrendiğim bilgileri sizlere burada aktarayım. Ya da hazır şantiyedeyken aklınıza takılan soruları cevaplamak. Sizi mimari terimlerle çıldırtmak beyninizi hemen bir anda doldurmak sıkmak istemem. Eğer isterseniz şantiye deneyimlerimi her gün bir yazı ile paylaşırım . Sizden gelen cevaplar doğrultusunda buna karar verelim.
Şimdilik bu kadar. Ben sorularınız için buradayım her zaman. Kendinize iyi bakın ve öğrenmeye devam edin.